29 Ağustos 2007 Çarşamba

C

C'de yaşarım tam 23 yıldır, sahilde. Denizi kucaklıyor gibidir burası. "O" olmaya, denizi içine almaya çalışıyor ama bir türlü başaramıyor gibidir. Cennetten bir köşe olduğu söylenemez, rahatsız edici olduğu da. Şiddetli fırtınaları olmadığı gibi durgun da değildir havası. Suyu ne bulanıktır ne cam gibi. C'nin iki ucunda dağlar vardır yolun sonunun geldiğini gösteren. Senelerdir eşit mesafede durmaya çalışırım bu dağlara. Yaklaşmaya çalışırsam çocukluğumda olduğu gibi yine saldırıya uğrayacağımdan korkarım.
---

Her zamanki gibi bugün de gözlerim kapalı yatıyorum kumun üzerinde. Ölçümlerimi yapıp iki dağın tam ortasını bulmuş olmanın rahatlığı var içimde. Bulutlardan biri güneşle aramıza girdiğinde fırsattan istifade açıyorum gözlerimi ve bulutların hareketlerini izliyorum. Batıdan doğuya bir hava akımı olmalı diye düşünürken hareketlerindeki ahengi farkediyorum. Keyif alabilmek için öylece izlemelisin diyorum kendime, düşünmemelisin nedeni, nasılı. Tam o anda mükemmel bir zamanlamayla bir rüzgar esiyor yukarıdaki dağın arkasından yüzüme doğru. İrkiliyorum birden. İlk kez hissediyorum rüzgarın yüzümü okşayışını.

Yavaşça kalkıyorum ayağa. Rüzgarın geldiği yöne doğru yürümeye başlıyorum üzerimdeki kumları temizlemeden. Acele etmeden ama kararlı bir şekilde yürüyorum rüzgarın geldiği dağa doğru. Beni tanıyanlar şaşkın şaşkın bakıyorlar yüzüme. Umursamıyorum düşündüklerini. Dağın arkasını merak ediyorum, o tatlı rüzgarın geldiği yeri. İlerledikçe daha da yabancılaşıyor çevre. Kumlar taşa dönüşüyor, tökezliyorum ama devam ediyorum yine de. Çok da zor değilmiş diye düşünürken çocukluğumdaki saldırı geliyor aklıma. Merakım tedirginliğimin önüne geçiyor ve devam ediyorum. Dağa yaklaşırken suların kirlendiğini farkediyorum. Katılaşmış yosunların üzerinde
köpüklü sular. Sonrasında lağım kokusu geliyor burnuma. Midem bulanıyor. Dağın arkasındaki güzellikleri düşleyerek devam ediyorum. Güneş batıyor yavaş yavaş, yolun sonuna doğru geliyorum.

Son kıvrımı döndüğümde C'nin sonuna, yeni dünyamın başlangıcına gelmiş olacağımın umudu var içimde. Siyah iri bir kuş denizin üzerinde daireler çiziyor ve son kıvrımın arkasına doğru uçuyor. Canım sıkılıyor bir anda gücüm azalıyor. Döndüğümde kıvrımı kalakalıyorum öylece. Yürünebilecek bir yolun kalmadığını görüyorum. Düzinelerce siyah kuş denizin üzerindeki beton yığınının üzerinde nöbet tutuyorlar amaçsız. Arkalarında da yaşadığım C'den daha az sıradan olmayan soğuk görünüşlü başka bir C. Çöküyorum olduğum yere, yüzüm denize dönük. Umutsuzca bir sağa bakıyorum, bir sola. Siyah kuşlara çeviriyorum gözlerimi, ne kadar da anlamsızlar! Kısırdöngü, tutsaklık, çaresizlik aklımdan geçenler. Oturuyorum dakikalarca. Yüzüm denize dönük, boynumun kafamı taşıyacak gücü kalmamış. Hava kararmak üzere artık. Son bir çabayla kaldırıyorum kafamı, denize doğru bakıyorum. Gülümsüyorum. İyi ki D'de yaşamıyorum!